Slovenya takımlarından NK Maribor, Hull City’nin ve Acun Medya’nın sahibi Acun Ilıcalı ile yeniden kalkınma projesine adım atmaya hazırlanıyor.

Bir süre önce İngiltere’den Hull City’yi satın alan Acun Ilıcalı, uzun süredir başka bir takım satın almak için girişimlerde bulunuyordu. Araştırmalarının sonucunda NK Maribor kulübünün ‘doğru proje’ olacağı kararına varan Ilıcalı, planları hakkında Sloven basınına konuştu.

Futbola bakış açısı ve Maribor’a dair düşüncelerini aktaran Ilıcalı, Fenerbahçe ve Türk futbolu üzerine de önemli ifadeler kullandı.

Sportklub’a özel röportaj veren Acun Ilıcalı’nın açıklamaları:

“Slovenya’da bizim için en uygun kulübün hangisi olduğunu araştırdıktan sonra Maribor olduğuna karar verdik. Geçen hafta Maribor’daydım, şehri çok beğendim, stadyumu çok beğendim ve kulübü yöneten insanları çok beğendim.”

“MADDİ DURUMUM BUGÜNKÜ GİBİ DEĞİLDİ”

“Beş yaşındayken futbol tutkunu oldum. O zaman bir takıntı gibi futbol antrenmanları yapmaya başladım, bu benim hayatımdı. Maçlara gitmeye başladığımda maddi durumum bugünkü gibi değildi. On yaşındayken bilet almak için saatlerce stadın önünde bekliyordum. Büyük bir Fenerbahçe taraftarıyım, neredeyse her Fenerbahçe maçına giderdim. Hatta bazen bu yüzden okulu kırdığım bile olurdu. Çocukluğum futbol anılarıyla doludur. Büyürken ilk işim futbol muhabirliği ya da gazetecilik oldu. Futbol dünyasına ilk kez o zaman maruz kaldım ve ‘içeriden’ tanıdım.”

“FUTBOL DELİSİYİM”

“Daha sonra televizyon kariyerim başladı. Bugün Türkiye’nin en büyük televizyon kanalıyız, prodüksiyonumuzu 13 ülkeye yaydık ve diğer mecralarda da büyüyoruz. Ama futbol benim bir parçam olarak kaldı. Tek kelimeyle futbol delisiyim. Dünyanın her yerinde izliyorum, Dünya Kupalarına gittim, yaklaşık 20 ‘el clasico’ canlı izledim. Türk milli takımı nereye giderse ben de oradayım. Fenerbahçe nereye giderse ben oradayım. Bu nedenle bazen programım biraz dolu olabiliyor ama futbol benim hayatım.”

Benim ilk hedefim Avrupa değil, hedefim bir başarı hikayesi yazmak. Medya dünyasında bunu yaptım, İngiltere’de Hull City’de son iki yıldır bunu yapıyoruz. Takımı devraldığımızda ikinci ligde 20. sıradaydı, şimdi 7. sıradayız ve play-off için mücadele ediyoruz. Ancak Championship’in birçok kişi tarafından dünyanın en zorlu ligi olarak tanımlandığını biliyoruz.

“YAKLAŞIMIMIZI DEĞİŞTİRDİK”

“Bunu başarmak için neye ihtiyacınız var? İyi bir organizasyon ve projeye bağlılık. İngiltere’deki projemizi desteklemek için Hull City dışında başka bir kulüp aramaya başladık ama elbette henüz bitmedi, daha da ileri gitmek istiyoruz. Ana fikir, daha büyük bir takım olan Hull’ı desteklemek için daha küçük bir takım aramaktı. Ancak bir yıl süren toplantılar ve koordinasyonun ardından yaklaşımımızı değiştirdik. Şimdi Hull City’ye benzer bir başarı hikayesi yazabilecek bir takım arıyoruz. Bu bizim için daha cazipti çünkü futbolda büyük işler için mücadele etme olasılığını geri getiriyor.”

“SPOR KONUSUNDA POZİTİF BİR ÜLKE”

“Uzun bir arayışın ardından Slovenya’yı seçtik çünkü büyük bir potansiyele sahip inanılmaz bir spor ülkesi olduğunuzu görüyorum. Spor konusunda çok pozitif bir ülke, birçok küresel spor dalında en büyük yıldızlara sahipsiniz, spor sizin için çok önemli bir konu. Hepsinden önemlisi, futbol da dahil olmak üzere çok fazla yeteneğiniz var. Başarıya giden yolda eksik olan şey iyi bir organizasyon ve finansal destek. Bu hala eksik, diğer her şeye sahipsiniz.”

“Biliyorsunuz bu yılın başında Maribor’un Avrupa’daki rakibi Fenerbahçe’ydi ama ben henüz gazeteciyken Maribor Beşiktaş’a karşı oynuyordu, dolayısıyla ben zaten o dönemde Türk medyası için Maribor’dan ya da o maçtan haberler yapıyordum. Slovenya kulüplerinin Avrupa’da aldığı sonuçlara baktığınızda, büyük ve zengin takımlara karşı çok az sayıda göze çarpan, yankı uyandıran galibiyetler görüyorsunuz. Ne de olsa günümüzde futbol bütçelere ya da paraya çok bağlı.”

“FARKI YARATAN YETENEK VE BİLGİYDİ”

“Belki yirmi ya da otuz yıl önce böyle değildi ama Romanya kulüplerinin, eski Yugoslavya kulüplerinin, Hollanda ve Belçika kulüplerinin Avrupa’da büyük hikayeler yazan büyük başarılarını hatırlayacaksınız. Neden mi? Çünkü o zamanlar bütçeler arasındaki farklar bu kadar büyük değildi. Farkı yaratan yetenek ve futbol bilgisiydi. O zamanlar, örneğin İngilizler, İspanyollar ve İtalyanlar rekabette bu kadar öne çıkmıyordu. Bütçe farkı belki 5’te 1, 10’da 1, en fazla 20’de 1’di.”

“NEDENİ TELEVİZYON HAKLARI”

“Bugün ise bu fark 200’de 1, hatta 300’de 1. Bunun nedeni televizyon hakları. Ve futbol her ülkede ya da şampiyonada ancak televizyon haklarını satabildiği kadar güçlüdür. İtalya’nın gücü neden azaldı? Çünkü İngilizler televizyon haklarından İtalyanların yaklaşık iki katı kazanıyor ve sonuç olarak daha güçlü takımlara sahipler. Dolayısıyla futbolda başarı doğrudan, hatta en doğrudan şekilde bütçeyle bağlantılıdır. Bence Slovenya, kendi yetiştirdiği oyuncularla büyük bir potansiyele sahip olma avantajına sahip ve bu oyunculara biraz yabancı kalite eklememiz ve Avrupa’da başarılı olabilecek bir karışım yaratmamız gerekiyor.”

“SLOVENYA’DA POTANSİYEL BÜYÜK”

“Slovenya’nın daha önce yatırımcılar için daha ciddi bir hedef olmamasına şaşırdım. Belki de başkalarını çekecek kişi ben olacağım çünkü potansiyel gerçekten çok büyük. Futbol bir iş, ama yatırım aslında ne anlama geliyor? Biz yatırımcı değiliz, başarıya ulaşmak isteyen insanlarız. Yaptığımız işe tutkuyla bağlıyız. Bizi harekete geçiren de bu.”

“PARA KAYBEDECEĞİMİZ BELLİ”

“Çok dürüst olacağım, eğer iş açısından bakarsanız, kazancımız çok az ve güçlü bir takım kurmak çok pahalı. Para kaybedeceğiniz aşağı yukarı belli. Belki de Slovenya’da daha önce daha fazla yatırımcı olmamasının nedeni budur. Bu işteki kazançlar çok belirsiz, risk yüksek. Yatırımcıların aklında sadece nasıl kar edecekleri var. Eğer böyle düşünüyorsanız, o zaman Slovenya futboluna girmek çok akıllıca bir şey değil çünkü risk gerçekten çok yüksek.”

“PARA AÇISINDAN MANTIKSIZ KARAR AMA…”

“Riski alan kişi benim. Benim biraz ‘çılgın’ olduğumu söyleyebilirsiniz. Para benim için önemli değil. Benim için önemli olan başarılı olmamız. Ama iş kariyerimden bir sonuç çıkaracak olursam, başarıyı her zaman finans takip eder. Slovenya’da bir kulübe yatırım yaparsanız milyonlar kaybedebilirsiniz. Ancak o kulübü yüksek bir seviyeye taşırsanız, o milyonları faiziyle birlikte geri alırsınız. Evet, risk yüksek ama beni cezbeden de bu. Çünkü başarı çok büyük olabilir. Aynı zamanda, sadece para açısından bakarsanız bu tamamen mantıksız bir karar ama ben bunu seviyorum.”

Sayın Ceferin çok önemli bir insan, İstanbul’da da tanışmıştık ve onun fikirlerini çok beğeniyorum. Onun düşünceleri çok özel çünkü Avrupa futbolunun bütününe dair çok geniş bir bakış açısı var. Ondan bir şeyler öğrenmemiz ve Avrupa futbolu hakkındaki fikirlerini dinlememiz çok önemli.

“BENİ TANIMIYORSA TÜRK DEĞİLDİR”

“20 yıldır neredeyse her Türk evinde her akşam televizyona çıkıyorum. Yani beni tanımayan biri varsa büyük ihtimalle Türk değildir. İnsanlara çok bağlıyım. Futbolda da kulübü kulüp yapan insanlardır. İsim sadece bir isimdir, taraftarlar, destekçiler, oyuncular, kulüp çalışanları kulübü yaratır. Yani insanlar. Herhangi bir işte, insanlarla bağlantıda olmak benim için çok önemlidir. Slovenya’da birkaç kez bulundum ve benim için kesinlikle Avrupa’nın en güzel ülkelerinden biri. Slovenlerin medeni, açık fikirli ve çok pozitif olduklarını biliyorum.”

“TARAFTARLARA KENDİMİ TANITACAĞIM”

“Eğer görüşmeleri başarıyla sonuçlandırırsak ve Sloven kulübüne yatırım yaparsam, görüşmelerden ve taraftarlarla yapılacak görüşmelerden ben sorumlu olacağım. Taraftarlara kendimi tanıtacağım ki beni dinlesinler ve anlasınlar. Taraftarlarla gerçek bir ilişki kurmamız ve bir aile olmamız benim için çok önemli. Bu yüzden Ceferin’le olan fotoğraf sadece hoşuma giden bir fotoğraftı ve ben de onu paylaştım. Slovenya’da böyle bir medya tepkisi beklemiyordum. Ama bu benim için sorun değil.”

“EN UYGUN KULÜP MARIBOR”

“Slovenya’da bizim için en uygun kulübün hangisi olduğunu araştırdıktan sonra Maribor olduğuna karar verdik. Geçen hafta Maribor’daydım, şehri, stadyumu ve kulübü yöneten insanları gerçekten çok sevdim. Diğer kulüplere de saygı duyuyorum, Mura çok başarılı, Olimpija Avrupa’da büyük bir isim ama Maribor da öyle. Sonunda bir karar vermek zorundasınız, iki ay boyunca araştırdık ve düşündük ve şimdi ekibim ve ben bunun doğru proje olduğuna karar verdik, harika taraftarlar, harika insanlar ve harika bir şehir.”

“Futbol benim için futbol değil, bir yaşam biçimi. Ve futbola aşık olan hepimiz için kulüpler çok ama çok önemli. Gözlerimin içine bakıp hayatımın en güzel anlarını hatırlamaya çalışsam, bir sürü futbol anısı vardır. İşimde çok başarılıyım ama hiçbir zaman futbol takımımın kazandığı zamanki kadar mutlu olmuyorum. Bu mantıksız gelebilir ama bana çok mantıklı geliyor. Bu ruh, bu tutku, bu kalp. İşte bu yüzden, eğer her şey istediğim gibi giderse, taraftarlara hemen birlikte bir aile olmaya geldiğimizi söyleyeceğim.”

“PLANIM AİLE OLMAK”

“Birlikte kulüp tarihinin en büyük başarı hikayelerini yazmak istiyoruz. Neden yükselmeyelim? Avrupa Ligi’ne doğru, hatta Şampiyonlar Ligi’ne doğru. Ben büyümeyle ilgileniyorum. Leicester City Premier Lig şampiyonu olabiliyorsa, futbolda, dünyanın her yerinde her şey mümkündür. Planım bir aile olmak, taraftar kitlesini artırmak, yeni taraftarlar çekmek… Benim için mesele maddi şeyler değil, herkesin kulübü hissetmesi. Benim arzum bu ve bunun için geliyorum. Sadece birlikte büyük işler başarabiliriz.”

“ZAJC İLK HEDEFİMDİ”

“Fenerbahçe Başkanı ile iyi arkadaşım ve bir Fenerbahçe taraftarı olarak oyuncuları çok iyi tanıyorum. Bana göre Zajc çok iyi bir futbolcu ama tüm yeteneklerini gösterebilmesi için her maç oynaması gerekiyor. Futbolda ritim çok önemlidir, eğer kaybederseniz tekrar yakalamanız zordur. Hull City’nin başına geçtiğimde Zajc benim ilk hedefimdi ama maalesef Fenerbahçe’de kalmaya karar verdi. Biraz da şanslıyım çünkü ben bir Fenerbahçe taraftarıyım. Gelecekte ne olacağını göreceğiz. Slovenya’daki projeyi yerel oyuncularla yürütürsek Maribor’a gelmekle ilgilenebilir. Hull’da da onunla her zaman ilgileniyoruz. Bunlar bazen ilk bakışta göze çarpmayan ama sahada çok şey yapan futbolcular. Zajc motor yağı gibi bir oyuncu, takım motorundaki diğer tüm oyuncuların daha rahat ve sakin olmasını sağlıyor. Bu tip oyuncuları çok seviyorum.”

Kaynak: Sözcü